Ayda bir kitap okuyun hayatınız değişsin!

Ayda bir kitap okuyun hayatınız değişsin!
04/08/2019
Arzu Kaya Uranlı, “Hiç olmazsa ayda bir kitap okuma kararı almaya var mısınız?” diye soruyor. “Okumalıyım, gelişmeliyim” diyenler için “teşvik” edici bir yazı…
AMERİKALILAR””IN en takdir ettiğin yönü ne?”” diye sorulsa hiç düşünmez ””okuma alışkanlıkları”” derim. Onları metroda, trende, otobüste kimi zaman kulağında walkman ama hep elinde kitabıyla görürsünüz. Postanede, otobüs durağında, doktorun ofisinde en ufacık bir boşluk bulsalar hemen kaldıkları yerden okumaya devam ederler.
Ama ABD””de kitap fiyatlarının çok da düşük olduğunu sanmayın! Güncelliğine, kalınlığına, ebatlarına, kağıt kalitesine göre kitaplar da fiyatları da çeşitleniyor.
Kitaplar, ilk olarak ciltli aradan biraz vakit geçince karton kapaklı basılıyor. Kitap güncelliğini kaybedince de ikinci el kitapçılarda karşınıza çıkıyor.
Bu arada Barnes&Noble, Borders gibi kitapçılardan da bahsetmeden geçemeyeceğim. ABD””nin dört bir yanına yayılmış bu kitapçılarda, sevdiğiniz kitabı beş kuruş ödemeden okuma şansınız da var! Herhangi bir kitabı incelemek istiyorsanız, bunu, kitapçının bu iş için düşünülmüş kocaman koltuklarına sere serpe yayılarak ya da halıyla kaplı koridorlarında yere bağdaş kurup oturarak, hatta kafeteryasında içeceğinizi yudumlayarak yapabilirsiniz.
Sanal kitap sorunu
Bu dev kitapçıların en büyük rakibi ise sanal kitapçılar. İnternet aracılığıyla ulaştığınız sanal kitapçılarda, yeni ya da kullanılmış kitapları, küçük bir posta ücreti ödeyerek mağaza fiyatlarından çok daha ucuza temin edebiliyorsunuz.
Öte yandan, Amerikalılar kütüphanelerden kitap ödünç alıp okumayı da hiç ihmal etmiyor. ””Kütüphane kartı olmayan Amerikalı yoktur”” desem hiç de abartmış olmam. Halk Kütüphaneleri, her gün, günlük gazeteleri okumak için gelen emeklilerle doludur. Birçok yaşlı, her gün işe gider gibi kütüphaneye gidip tüm günlük gazeteleri okumayı kendine iş edinmiştir. Ayrıca, kütüphanelerin çocuklar için çok güzel programları var.
Çocukları okumaya özendirmek için okullar ve özel teşebbüsler kütüphanelerle birlikte çalışıyor. Mesela, Mc Donald””s restoranlar zinciri bu yaz boyunca kütüphaneden beş kitap ödünç alıp okuyan her çocuğa Mc Donald””s””tan bir çocuk menüsü hediye ediyor. Ne kadar çok okursa o kadar çok Mc Donald””s””a gideceğini bilen çocuk da daha bir şevkle okuyor.
””Ağaç yaşken eğilir”” misali ABD””de okuma alışkanlığı bireye henüz bebekken verilmeye başlanıyor. Her kütüphanenin bebeklere yönelik ücretsiz programları oluyor.””Minicik bebek ne anlar?”” dediğinizi duyar gibiyim ama 7 aylık oğlum Emir Kaya ve 28 aylık kızım Deniz””le haftada birer kez bu programlara katılan bir anne olarak sizi temin ederim ki, bal gibi anlıyorlar!
Kütüphanedeki okuma saati boyunca, hem yaşıtlarıyla birlikte olmanın tadını çıkararak eğleniyor, hem rengarenk kitaplarla haşır neşir oluyor, resimlerine bakıp yepyeni keşifler yapıyorlar; hem de okuma ve kütüphaneye gitme alışkanlığı kazanıyorlar.
ABD ve biz
İstatistiklere göre, dünyada TV karşısında en çok vakit geçiren ikinci ülke biziz. İlk sırada Amerikalılar var. Ama Amerikalı, o kadar çok TV izlemesine rağmen okumaya da vakit bulabiliyor. Ya biz?
Milli Eğitim Bakanlığı””nca hazırlanan bir raporda, Türk insanının TV karşısında günde ortalama dört saat geçirirken kitap okumak için yalnızca 20 saniye ayırdığını gösteriyor. İstatistikler Türkiye””de senede altı kişiye bir kitap düştüğü belirtiliyor.
Türk Kütüphaneciler Derneği verileri 2005 yılı itibarıyla Türkiye””de yalnız bin 432 halk kütüphanesi olduğunu söylüyor. Tabi böyle olunca kütüphanelerin okumaya katkısı ne kadar olabilir kestirmek zor değil!
Ne dersiniz? Acaba, korsan kitap satın almaz, okuduğumuz kitapların bir kısmını da kütüphanelere bağışlarsak bu yüzdelerin olumlu yönde değişmesini sağlayabilir miyiz?
Bugün sahaflara uğrayıp yeni bir kitap almaya, bulunduğunuz semtteki kütüphaneye uğrayıp etkinlikleri hakkında bilgi edinmeye ve -hiç olmazsa-””ayda bir kitap okuma”” kararı alarak haftaya güzel bir başlangıç yapmaya var mısınız?
Yorum ekle